6 Ocak 2009 Salı

Erim Gözen


"1939 yılında dünyaya geldim. Galatasaray Lisesi'nde okudum. Hepimizin çocukluğumuzda yaptığımız gibi, daha ilkokula başlamadan, defter köşelerine yaptığım resimleri kalemle hareketlendirerek ilk animasyon çalışmalarıma başladım. Evde defter kitap ne varsa hepsinin köşelerini dolduruyordum.Bu işin animasyon olduğunu filan bilmiyordum, bunu keyif için yapıyordum. Tabii bu arada Walt Disney'in hiçbir filmini kaçırmıyordum, üstelik o zaman uzun metrajlı çizgi filmler daha çok gelirdi, bütün sinemalarda filmlerden önce 'ilaveten renkli Miki' vardı. Çizgi filmle doğup büyüdüm diyebilirim.

Lise sırasında resim çizmeye başladım. Sonra bir gün bir gazete ilanı gördüm ve Ka-Re'ye (Karikatür Reklam) gittim. O zamana kadar reklam ajanslarına ilüstrasyon yaparak, özel ders vererek yaşıyordum. Animatör-ressam arandığını görünce müracaat ettim, ressamın ne olduğunu biliyordum da animatörü bilmiyordum ve gittiğimde animasyonun o zamana kadar yaptığım şey olduğunu anladım.

Ali Ulvi ile Bedri Koraman'ın açmış olduğu Ka-Re'de çalıştıkça işin tekniğini öğrendim. Orada reklam filmi yapıyorduk, tabii sinema için. Televizyon yok o zaman daha, iki-üç dakikalık reklam filmleri... Ka-Re'de dört ay çalıştım ve 1964 yılında İstanbul Reklam'a transfer oldum. Nihat Bali ayrılınca animasyon şefi oldum. Burada önce sadece sinema için çok kısa, 30'ar saniyelik yani 15 m.'lik siyah-beyaz, ayrıca 2-3 dakikalık renkli filmler yapıyorduk. Zaten 60'larda sinema reklamları genellikle çizgi film ağırlıklıydı. Ben bu işe başladığımda daha önce Ali Ulvi ve Bedri Koraman'ın dışında Mıstık, Oğuz Aral, Tekin Aral, Tonguç Yaşar vardı.
Televizyonda reklamlar başlayınca sinema filmleri aşağı yukarı tümüyle kalktı, bütün iş televizyona yöneldi. Televizyonda reklamlar ilk başladığında, geceli gündüzlü bir haftam sinema için yapmış olduğum çizgi filmleri televizyona göre kısaltıp 30 ya da 45 saniyeye indirmekle geçmişti.

1982 yılında İstanbul Reklam kapandı ve ben de yalnız çalışmaya başladım. Daha doğrusu eşimle birlikte Merpro isimli firmamızı kurduk. İlk işimizi Türk Ticaret Bankası için yaptık. Bu kez kukla kullandım, çok ilgi gördü. Bu arada metinleri de çoğu kez ben yazıyordum.

İlerleyen yıllarda Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde 1990-1991 eğitim-öğretim yılında öğretime başlayan çizgi film (animasyon) bölümü kurucu hocaları arasında yer aldım. 1994'de Çizgi Filmciler Derneği başkanlığına seçildim."

En çok Pirelli lastikleri için yarattığı kediler ve Mintax tipleri ile hatırladığımız Erim Gözen dernek başkanı olmasından çok kısa bir süre sonra, 4 Eylül 1994 günü geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti. İlginç olan, geçmişte TRT'nin açtığı bir yarışmada trafik kurallarını anlatan çizgi filmiyle birinciliği kazanmış olmasıydı.

(Görseller: Bülent Şentay arşivi)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home